Büşra’yı öldüren maganda hakim karşısında

ilçesinde yaklaşık 7 ay önce yorgun merminin isabet etmesi sonucu 17 yaşındaki Hanife Büşra Konyar, hayatını kaybetti. Olayın ilk duruşması Tokat 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki görüldü. Duruşmaya, hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanık Ö.K., Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkeme heyetinin iddianameyi okumasının ardından söz alan tutuklu sanık Ö.K., “Olay günü boş araziye doğru 10 el ateş açtım. Böyle bir şey akılımın ucundan bile geçmedi. Ben bunu isteyerek yapmadım. Aileye karşı bir düşmanlığım yok. Çok pişmanım özür dilerim” dedi. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşma 20 Eylül 2021 tarihin erteledi.

Acılı anne “bu işin peşini bırakmayacağım”

Duruşma çıkışında açıklamalarda bulunan anne Nakşiye Konyar, sanığın en ağır ceza ile yargılanmasını isteyerek, “Adalet yerini bulacak. Ben buna inanıyorum. Oradaki hallerini herkes gördü. Özür diledi, pişman olduğunu söyledi, söylediklerinin hiçbiri önemli değil. Söyleyecek kelime bulamıyorum. Ne desem. Benim Büşram geri gelmeyecek. Ben biliyorum müebbet alacak. Müebbet istiyorum ve alacak o oradan. Ben annesi olarak bu işin peşini bırakmayacağım. Kızım için ayakta kalmaya devam edeceğim. Vicdanlara bırakıyorum” diye konuştu. Baba İbrahim Konyar ise, “Başkanın arkasında Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Adalet mülkün temelidir’ diye yazısı vardı. Biz Türkiye Cumhuriyeti  adaletine güveniyoruz. Hak edeceği cezayı alacağına inanıyoruz” diye konuştu.

“Başka Büşralar ölmesin”

Konyar ailesinin Avukatı Hasan Efe Uyar  ise olası kast hükümleri gereğince davanın görülmesini istediklerini dile getirerek, “Savcılık makamı, iddia makamı da esas hakkındaki mütalaasını verdi. ve sanığın eyleminden ötürü ‘Bilinçli taksirle cezalandırılması’ yönünde bir görüş bildirdi. Fakat bu bizim başından beri kabul ettiğimiz bir durum değil. Bu davanın hakkı, gerçekten de adaletin tesis edilmesi için bu olayın ‘Olası kast’ hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi ve ona göre hüküm kurulması gerektiğini başından beri savunduk. Bugün de aynı doğrultuda Ağır Ceza Heyeti’ne karşı beyanlarımızı vermiş olduk. Şunu özellikle söylemek istiyorum; Bir seçim yapacağız: 17 yaşındaki bir kızın gündüz vakti 13.30’da kırtasiye alışverişini yaparken sokakta yürümesi mi yanlıştır yoksa sanığın alkol alıp, coşkuya kapılıp keyfe keder havaya ateş açması mı yanlıştır. Mahkeme Heyeti’ne de aynı ifadeleri kullandık. Vermiş oldukları karar aslında bir nebze bu iki durumdan birisini meşrulaştıracak bir karar olacaktır. Biz ısrarla ve inatla bu davanın TCK 21’E 2 kapsamında olası kast hükümleri gereğince bitirilmesi gerektiğini, sanığın da o doğrultuda ceza alması gerektiğini savunuyoruz. İstediğimiz sonucu alamazsak da istinaf kısmında, Yargıtay kısmında mücadelemiz devam edecek. Ailenin de mücadelesi, hukukçu olarak bizim de mücadelemiz tabi ki giden Büşra’yı geri getiremeyeceğiz ama bir daha başka Büşralar ölmesin, hayattan koparılmasın, başka anneler gözü yaşlı kalmasın diye bir kez dana ısrarla ‘bireysel silahlanmaya hayır’ demek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Bir önceki yazımız olan EGZOZ GAZI TARTIŞMASI CAN ALDI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.